Muğla’nın Kültür Nöbetçisi

Muğla’nın Kültür Nöbetçisi
Her toplumun belleğini diri tutan insanlar vardır. Onlar yaşadıkları coğrafyanın taşına, toprağına, türküsüne, diline, masalına da can üflerler. Çünkü bilirler ki kültür, geçmişin gölgede kalmış hatırası değil, geleceğin yoğrulacağı maya taşının ta kendisidir.
Yaşadığı toprağın kültürünü yaşatmaya çalışan kişi aslında görünmez bir köprüdür. O köprüden hem ataların yankılanan sesleri, hem de yarınların taze umutları geçer. Dilden düşmüş bir mani, unutulmuş bir yemek tarifi, terk edilmiş bir çocuk oyunu onun çabasıyla yeniden ışığa çıkar.
O isim Datça’da Yusuf Ziya Özalp’tır.
Muğla’da ise Hamdi Topçuoğlu
Muğla’nın “Kültür Sanat Fabrikası” diye anılan eğitimci, yazar, şair ve bestekar Topçuoğlu, bu toprakların sesi ve vicdanı. Onu bazen bir dernek toplantısında, bazen bir köşe yazısında, bazen de bir köy meydanında, kültür ve sanatla sevişirken bulursunuz. Ve elbette kitaplarının sayfalarında.
Bugün beni mutlu eden şey, Hamdi abinin yeni kitaplarını göndermiş olması. “Ahtapot Mori” serisi ve “Şehre Kaçış.”
İlki, bu yöre denizinin tuzunu, yosununu, efsanelerini taşıyor, ikincisi ise termik santral yüzünden kırsaldan kente sığınmak zorunda kalan bir dede ile torunun iç burkan, aynı zamanda direnç dolu hikayesini anlatıyor.
Ne büyük bir zenginliktir ki, bu topraklarda kültürün nöbetini tutan bir yüreğin izlerini, hem denizin dalgalarında hem de şehirlerin kalabalığında bulabiliyoruz.
Teşekkürler Hamdi abi.







